“Hiç kimse başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanmamıştır.”
( S.Keth Moerhad )
Verimli çalışmanın yapılabilmesi lüzumsuz vakit kaybının önlenebilmesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir :
1-Çalışma yerimiz nasıl olmalı ?
2-Çalışmayı engelleyen şeyler ortadan kaldırıp başlayabilmeli ve çalışmayı sürdürebilmeli.
3-Öğrenmede ders dinlemenin önemi
4-Okuyarak öğrenmenin metodları
5-Hızlı okuma ne kazandırır?
6-Unutkanlığı nasıl yeneriz ?
7-Tekrar etme ne kazandırır?
8-Hafızayı nasıl kuvvetlendirebiliriz ?
Şimdi bu hususları sırasıyla tek tek inceleyelim.
ÇALIŞMA YERİMİZ NASIL OLMALI :
Çalışmaya kolay başlanabilmesi fikrin dağılmaması zaman kaybının önlenmesi çalışmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için çalışma odası düzenlenmelidir. Çalışma odanızdaki eşyalar sizin ilginizi dağıtacak şekilde olmamalıdır. Odanız sabit olmalı , sade döşenmiş olmalıdır. Çalışma yaptığınız masanız cama çok yakın olmamalı dışarıdaki şeylerin ilginizi dağıtması önlenmelidir. Masanız ışık karşınızdan gelecek şekilde konulmalıdır. Odanız sık sık havalandırılmalı , oturacağınız sandalye ve masanız sizi uykuya sürükleyecek kadar çok rahat olmamalıdır. Çalışma yeriniz yatmaya müsait olan divan ve çek yat gibi bir yer olmamalıdır.Masanız dağınık olmamalı odanızda aradığınızı hemen bulabilmelisiniz. Odanıza fazla sıcak ve karanlık olmamalı. Gürültüden uzak olmalı. Sadece sizin kullandığınız bir yer olmalı (Mümkünse)Odanızda çağrışımlarla hayal kurmanızı sağlayacak eşya bulunmamalı, eviniz bir odanın sizin için ayrılmasına müsait değilse , bir köşeyi çalışma köşesi olarak hazırlamalısınız.Çalışma masanız oturduğunuzda sizi ders çalışmaya sürüklemelidir. Mümkünse çalışma masanızda çalışmanın dışında işler yapmamalısınız.Çalışma anında kullanılacak malzemeler masanızda hazır bulunmalıdır. Yatılı okullarda çalışma alanları kütüphaneler , etüt salonları ve okuma salonlarıdır. Evinde çalışma için ortam bulamayanlar kütüphane ve okuma salonlarında çalışmayı denemelidirler.Bütün yukarıda anlatılanlara dikkat ettiyseniz şartların sizi çalışmaya zorlaması için bazı tavsiyelerimiz oldu. Bilhassa ders çalışmaya oturamıyorum diyenler için çalışma ortamı nasıl olmalı anlatmaya çalıştık. Ancak bu tür şeylere bazıları için hiç gerek olmayabilir. Onlar her ortamda ders çalışabilirler.Bu durumda olanlar Ali Fuat Başgil’in şu sözünü uygun hareket edenlerdir.
“Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bilki her yer köşe çalışmanın en müsait yeridir.”
ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK VE DEVAM ETTİRMEK
- Çalışmaya Başlamak :
“İnsanlık alemi başarılarını akıl ve zekadan çok iradesine ve cesaretine borçludur.”
Çalışmaya başlanabilmesi için insanın çalışmaya ruhen hazırlanması gerekir. Çalışma yasak savma kabilinden olmamalıdır. İnsan hayatının en büyük düşmanı umutsuzluk ve bezginliktir. Öğrencileri çalışmaktan alıkoyan genellikle bu duygulardır.Başarılı bir insan olmayı istiyorsanız kendinize güvenmeli, iradenize hakim olmalı, ümitsizlikten uzaklaşmalı, azimle gayretle düzenli bir çalışmaya başlamalısınız.Çalışmaya başlamak için hayal kurmadan , endişeye kapılmadan , dikkat dağıtacak şeylerden uzaklaşarak , çalışma ortamınızı iyi düzenleyerek iradenizi zorlamalısınız. Hedeflerinizi sık sık hatırlatmalı kendinizi motive etmelisiniz.
- Çalışmayı Devam Ettirmek :
Çalışmanın devam ettirilmesi için insan fikrinin dağılmasına sebep olan faktörlerin ortadan kaldırılması gerekir. Ders çalışmaya tam başlamışken masanızdaki bir cihaz , karşınızdaki bir resim , pencereden gözlediğiniz bir olay sizi hayal aleminize götürüp çeşitli çağrışımlar yaptırabilir. Bunu önleyebilmek için daha önceki bölümde temas ettiğiniz fikrinizin dağılmasını sağlayacak faktörleri ortadan kaldırmanıza gerekir.Yine de kendinize ….. dakika ders çalışayım 15 dakika hayal kurmak için mükafat vereceğim diyebilirsiniz. Keza hayallerinizin bitmesini bekleyip sonra çalışmaya başlamayı deneyebilirsiniz.Hayallerinizden kurtulamıyorsanız yerinizi , oturuşunuzu değiştirerek uzaklaşmaya çalışabilirsiniz.Ayrıca çalışmanın devam ettirilmesinde en önemli engellerden birisi de öğrencinin taşıdığı endişelerdir. Bu kadar dersi nasıl halledeceğim. Yeteri kadar vaktim yok. Bu konular zor gibi endişeler çalışmaya devamı engeller.Kendi Kendinize düşündüğüm endişelerim benim işimi kolaylaştırıyor mu? Başarılı olmama yardımcı oluyor mu? Yoksa kendi kendimi daha zor duruma mı sokuyorum ? şeklinde sormalı ve hedefe varmanıza engel olan bu endişelerden sıyrılmalısınız.Bu engelde uzanarak çalışmaya kalkışmaktır. Uzanma hali gevşemeyi arkasından da uykuyu getireceğinden çalışmayı devam ettirmenizi güçleştirir.Televizyon seyrederek veya müzik dinleyerek de ders çalışma yapılmamalıdır. Çünkü ders çalışma dikkat gerektirir. İnsan dikkat gerektiren bir şeyi dikkat dağıtacak şeyle birlikte yapması mümkün değildir ya müzik dinlenir ya da ders çalışılır. Hele televizyon görüntülü olduğu için onda dikkatin dağılması diğerine göre daha kolaydır.Çalışmanızı devam ettirmenizi engelleyecek bütün faktörleri ortadan kaldırıp planınızı uygulamalısınız.Bazı öğrencileri de alışkanlıkları çalışmaktan alı koyar. Ahmet Haşim “İnsanların en zalim efendisi alışkanlıklarıdır” demiştir. Alışkanlıklarınızı planınıza uydurmaya çalışmalısınız. Diğer planı aksatan faktörleri hatırlayınız.
DİNLEYEREK ÖĞRENME
Bazı öğrenciler dersi dinleyerek daha kolay öğrendiklerini söylerler. İyi bir dinleyici olma başarıda önemli rol oynar.Dinleyerek dersin iyi anlaşılabilmesi için; öğrencinin o günkü konuya önceden hazırlık yapması şarttır. Hiç olmazsa konu ile ilgili temel kavramlara yabancılık çekmemesi gerekir. Ayrıca ön hazırlık yaparken konunun ana hatları neler? Konu ile ilgili hangi terimleri öğrenmeliyim? Konunun ana fikri nedir? Konudan hangi fikri çıkabilir. Bunları kendi kendinize sormalısınız. Derste öğretmeninize sorulmak üzere soru çıkartmalısınız.Öğretmeninizi ders dinlerken dikkatle onu takip etmeye ilginizin başka yerlere kaymasını önlemeye çalışmalısınız.Bir konuda anlatılanları not alma size yardımcı olacak ilginizin dağılmasını önleyecektir. Not tutarken konunun ana fikrini yarı fikirlerini sizin düşündüklerinizle karşılaştırarak bulmaya çalışın. Öğretmeninizin vurgu yaparak , tekrar ederek , önemli diyerek anlattığı şeylerin altını çizerek diğer notlarınızdan ayırmaya çalışın.Öğretmeninize konu anlatırken önceden çıkardığınız o bölümle alakalı soruları sorun. Bu hem sizin hem de arkadaşlarınızın dersi anlamalarını kolaylaştıracaktır. Öğretmeniniz daha canlı ders anlatacaktır.Not tutmanız dinlediğiniz şeyleri aklınızda kalmasını sağlar.
OKUYARAK ÖĞRENME
Dinleyerek öğrenmenin yanında okuyarak öğrenme de önemli bir hazırlanma metodudur. Bir dersi veya kitabı okumaya başlamadan önce önsözünü konu ise özetini okuyarak işe başlayın. Önsözde veya özette konunun tamamının ana fikri genellikle belirtilmiş olacağından bölümleri ana fikre göre değerlendirme fırsatı bulursunuz.Okuyacağınız konunun ana başlıklarını gözden geçirin böylece konunun bölümleri hakkında genel bilgi sahibi olabilirsiniz. Daha sonra bölümleri sırayla okumaya başlayın. Okuduğunuz bölümde ana fikirler olabilecek olan kısımların altını çizin veya not alın. O bölümün vermek istediği tema nedir ? Kendi kendinize sorun ve bulmaya çalışın. Bazı bölümlerin altını çizme kitabı bir daha okumak istediğinizde tamamını okuyarak vakit kaybetmenizi engelliyeceği için faydalıdır.Not tutma hem okuyarak hem de dinleyerek öğrenmede oldukça önemlidir. Bu okurken veya dinlerken dikkatinizin dağılmasını önleyecektir. Konuya konsantre olmanızı sağlayacaktır. Öğrenilen konunun aklınızda kalması kolaylaşır. Vurgulanan kısımları defterinize farklı renkli kalemlerle yazarak , yıldız koyarak altını çizerek belirtiniz.Tuttuğunuz notlarınızdan çok çok önemli bulduğunuz size devamlı lazım olacak şeyleri cebinize girecek küçük kartlara yazarak yanınızda taşıyarak. Herhangi bir yerde beklerken cebinizden çıkarıp bakmak suretiyle tekrarı mümkün hale getirebilirsin. Okuduğunuz kısmı kendi kendinize anlatarak çalışmalarınızı pekiştirebilirsiniz. Kendi kendinize yüksek sesle soru sorup cevaplayarak da tekrar işlemi yapılabilir.
HIZLI OKUMA
Toplumumuzda hızlı okunan şeyin anlaşılmayacağı ; Bir konunun anlaşılabilmesi için yavaş yavaş okunması gerektiği , hızlı okunan bir şeyin çabuk unutulacağı fikri yaygındır. Halbuki okuma anında ; dikkat toplanırsa anlama yavaş okunandan daha iyi olmaktadır.Hızlı okumanın kazandırdığı avantajlardan biri dikkati toplamayı kolaylaştırmasıdır. Bu arada okunan süre kısalır yalnızca önemli görünen konulara dönülerek randımanlı bir sonuç alınabilir.Bazıları vasat hızlı okumayı insan tabiatına daha uygun bulduklarından bunu ölçü kabul eder ve hızlı okumada randımanın düşeceğini söylerler. Halbuki vasat hız normal değil, eğitim noksanlığından gelen yanlış bir alışkanlıktır. Sesli okuyarak okuma hızı yavaşlatacağı için ; hızlı okumak isteyenler sesli okumaktan vazgeçmelidir. Çünkü okuma hızı konuşma hızından yüksek olduğundan hız yavaşlar. Ayrıca birde telâffuz etme hızı yavaşlatacaktır.Okuma ananda göz düz bir çizgide gidip geldiği zannedilir. Halbuki göz sıçramaları hareket etmektedir. Çünkü göz sabitken okuma işlemini gerçekleştirir. Bir kelime okurken durur. ( Sabitleşme) sonra sıçrayarak diğer kelimeye geçer. Hatta bazen geri döner bazen üst satıra atlama yapabilir.Okuma anında geri dönmeler anlamadım zannıyla yapılır. Sıçrama hareketleri anında göz bir süre sabit kalır. Sonra diğer kelimeye geçer Bu sabitleşme süresi okuma hızını düşürür. Hızlı okuma alışkanlığı kazanan birinde bu sabitleşme süresi kısaltılmıştır. Ayrıca normalde her kelimede bir sıçrama alışkanlığı kazanılmışken : Her üç dört kelimede bir sıçrama yaparak bir satırdaki sıçrama ve sabitleşme sayısı azaltılabilir. Geri dönmeler engellenerek okuma hızı arttırılır.Bütün bu işlemler sonucu göz daha az sıçrar daha kısa süre sabit kalır. Böylece okuma hızı artar. Normal bir insan dakikada 200-300 kelime okurken hızlı okuma alışkanlığı kazana biri dakikada 600-800 hatta 1000 kelime bile okuyabilir.
Hızlı okumada sesli okuma hızı yavaşlatır ancak parmakla takip etme hızı azaltmaz. Hatta gözün eğitiminde göz hareketlerine yardımcı olacağı için hızlı okuma alışkanlığı kazanmada yardımcı bile olabilir.
UNUTKANLIĞI YENME
“Unutmada zaman değil zaman içinde gerekli çabanın gösterilmemesi rol oynamaktadır”
Öğrenmenin unutmak gibi olumsuz bir yönü vardır. Çeşitli konuları hatırda tutabilme oranı aynı değildir. Öğrendiklerinizin yarıya yakın kısmı 24 saat içinde unutulmaktadır. Dörtte üçe yakın kısmı ise 48 saatte hafızamızdan çıkmaktadır.Hafızanın bu durumunu bilen birinin ümidi yıkılabilir. Hatırlama olayı konuya gösterilen ilgiye ve tekrara bağlı olarak değişmektedir. Yine okunan bir parçanın başlangıcında ve sonundaki kısımlarının daha iyi hatırlandığı tespit edilmiştir.Hatırlamayı kolaylaştırmak için hafızanıza dinleme fırsatı vermelisiniz çalışma süreniz 30 dakikadan az ve 2 saatten fazla olmamalıdır. 1. Konuya adaptasyon sağlanamadan biteceği için 2. De ise zamanla ilgi azalacağı için zararlıdır.Unutkanlığı yenmede dinlemenin sağlanması kadar , tekrar etmenin de önemi vardır.
TEKRAR ETME
Tekrar edilmeyen bilgi ile öğrenilmemiş bilgi arasında pek fark yoktur. Tekrarlar mümkün mertebe fazla aralık verilmeden yapılmalıdır. Konu dilimlere ayrılmalı ( 30 dk) o dilim bittiğinde 10-15 dk lık bir tekrar hemen vakit geçirmeden yapılmalıdır. Konunun yerleşmesi isteniyorsa bir gün sonra yeniden tekrar edilmelidir. Bu tekrar birkaç dakikalık bir sürede bitecek şekilde olabilir. 3. Tekrar etme işlemi bir hafta on gün içinde işlemleri sizin an fazla yarım saatinizi alır. Ancak birkaç saatte hazırladığınız çalışmalarınızın boşa gitmesinin önlenmesi tekrar etmek için ayıracağınız bu yarım saate bağlıdır.Tekrarlar zamanında yapılırsa bilgiler her defasında yeni öğreniliyormuşçasına vakit alıcı olmaz. Zamanında yapılmaması halinde hem vakit kaybınız olur hem de sıkıcı olacağından çalışma azminiz kırılır , ilginiz azalır.Bugün çalıştığınız bölümlerin yatmadan önce tekrarı yapmayı ihmal etmeyin. Unutma en çok uyku anında olmaktadır.Tekrar yapılmazsa temel bilgiler unutulacağından arkadan gelen bilgileri anlamak zorlaşır.
HAFIZAYI KUVVETLENDİRME
Unutma ya konuya dikkatli eğilmeden, ya da tekrar etmeden kaynaklanmaktadır. O halde hafızayı kuvvetlendirmek için çalışılan konunun üzerine iyi eğilinmesi, dikkatin yoğunlaştırılması ve zamanında düzenli tekrarların yapılması gerekmektedir.Okuyarak hazırlananlarda not tutarak çalışma , notları temize geçme ana fikirleri küçük kartlara yazıp ara ara bakma hem öğrenmeyi hem de hafızada tutmayı kolaylaştırır.Hafızanın güçlenmesi çok tekrarla mümkün olur. Konu adeta ezberlenmiş gibi belleğinize yerleşir. Bu yolla öğrenme ise bilgilerin unutulmasını önler. Hafızayı güçlendirir. Bazı şeyleri ezberlemede zorlanıyorsanız kısaltmaları kullanabilirsiniz. Okullarda kimya derslerinde (H2SO4) için söylenen cinsten çağrışım yaptıracak şeyleri kullanabilirsiniz. Öğrenilen şeylerin günlük yaşamınızda kullanılması da hafızanın kuvvetlenmesine yol açar.Siz kendinize göre kolaylaştırıcı yollara bularak öğrenilen bilgilerin hafızanızda yerleşmesini sağlayabilirsiniz.
SONUÇ
“Başarı etkili çalışmadan geçer” le konumuza başlamıştık. Etkili çalışma yapabilmek için ;
- Önce hedeflerin tesbit edilmesi
- Sonra hedefe uygun plan yapılması
- Sonra da plan uygun olarak etkili ve verimli ders çalışma yapılması konularını inceledik.
Bundan sonra da bir öğrenci nasıl ders çalışmalı konusunu inceleyeceğiz.
DERS ÇALIŞMA TAKTİKLERİ
Matematik Dersini Nasıl Çalışmalıyız?
Son sınıf düzeyinde iseniz okulda öğretmeninizin anlattığı konuları dinleyerek öğrenmede ele alınan hususlara dikkat ederek izlemeye çalışınız. Dershaneye devam ediyorsanız sınıfta öğretmenlerinizin anlattıklarına , çözdüğü örnek sorulara dikkat etmelisiniz.Matematikte anlatım azdır. 5-10 dakika içinde bir kural verilir ve o kuralla ilgili örnek sorular çözülür. Matematik dersi genellikle öğretmen desteğinin en çok gerekli olduğu derslerden biridir. Verilen kuralı kavramadan soruları çözmek pek mümkün değildir.Önce kural öğrenilmeli onunla ilgili örnek sorular çözülmeli kitaptan soru çözerek hazırlık yapılıyorsa çözümlü sorular incelenmelidir. Daha sonra bu konudan bol pratik yapılmalı veriler değiştirilerek çözülen örnek sayısı arttırılmalıdır. Sınıf hocanızın yaptığı konuyla ilgili testteki netler gözden geçirilmeli yapılmayan sorular üzerinde durulmalıdır.Denemelerde o konularla ilgili değişik soru tipleri inceleyebilmek için derginizdeki ve değişik kitaplardaki soruları çözmelisiniz.Dergiden hazırlık yapanlar örnek çözümleri ve konuları inceledikten sonra soru çözümüne diğer kitapları kurcalamaya geçebilirler. Dershanede ve okulda yaptıkları çalışmalar dergi için ön hazırlık mahiyetini taşıyabilir.Matematik dersi bol pratik yapmayla halledilebilecek bir ders olduğundan her konu için yukarıda bahsedilen hazırlıklar yapılmalıdır. Test soruları çözülürken falan kolay , falanı bilmiyorum diye geçiştirilmemeli bütün soru tipleri incelenmelidir. Deneme sınavlarıyla sıkı sıkı durumunuzu gözden geçirmeli yetersiz olduğunuz konularda hazırlıklar tamamlanmalıdır. Öğrencilerin en çok zorlandıkları lise 3 konularından bol örnek çözülmelidir.Geometri dersi yorum ve bakış açısı gerektirdiğinden pratik arttıkça şekillerden hayal edebilmeniz kolaylaşacaktır. Bu ders devamlı tekrar gerektiren derstir. Konu biriktirmeden zamanında tekrar yapılmalıdır.
Türkçe Dersini Nasıl Çalışmalıyız ?
Türkçe dersi öğrenciler tarafından öğretmen desteğine az ihtiyaç duyulan bir ders olarak bilinir. Halbuki yorum gerektiren bir ders olmasından dolayı bakış açınızın yönlendirilmesinde öğretmen desteğine ihtiyaç vardır.Türkçe ; soru yapmanın kolay olduğu bir derstir. Ancak soru adedinin artmasına ile fazla soru yapanların yarıştıkları bir ders haline gelmiştir. Sorular gramer , edebiyat bilgilerini ölçmenin yanında daha çok kavrama gücü , ilişki kurma yeteneği gerektirdiğinden sadece bilgi yeterli değildir.Yetenekli ve bilgi düzeyi yeterli olanların başarılı olma şansı fazladır. Yetenekler kalıtsaldır. Ancak çalışma ile bir yere kadar geliştirilebilir. Türkçe’den en faydalı çalışma bol kitap okuma olarak tavsiye edilebilir. Bu arada gramer bilgilerinin öğrenilmesi de ihmal edilmemelidir.
Sosyal Bilgiler Dersine Nasıl Çalışmalıyız ?
Öğrencilerin en az zorlanacakları derslerden biri Sosyal Bilgiler dersidir. Bu ders içinde yorum gerektiren sorular mutlaka vardır. Ancak Türkçe dersi gibi tüm soruları yoruma dayalı olmadığı ; çoğu bilgi sorusu olduğundan , bilen öğrenci için zor olmayacaktır.Bu dersten çıkan sorular ve çıktıkları yerler genellikle konuyla ilgilenen dershane öğretmenleri için tahmin edilebilir yerlerdir. Bu sebeple dersleri takip edenlerin kaçıracakları soru adedi az olacaktır.Sosyal Bilgilerden konular dergi çalışarak kitaplar okuyarak , dershaneye devam edenler hocalardan dinleyerek öğrenilmeli sonra ; o konu ile ilgili olarak çıkacak sorular üzerinde durulmalı. Bellenmesi gereken coğrafya formülleri bilinmeli. Tarihlerden ezber gerekenler ezberlenmelidir.Önceki seneler çıkmış sorular gözden geçirilerek her konudan çıkabilecek soru tiplerine bakılmalıdır. Yine konu ile ilgili bol test çözülmeli. Deneme sınavlarına girilerek yapılmayan sorular tespit edilip noksanlıklarınız tamamlanmalıdır.
BİYOLOJİ DERSİ NASIL ÇALIŞILIR ?
Biyoloji dersi öğrenmeye dayalı bir derstir. Sınav soruları genellikle bilgi sorularıdır. Muhakeme sorusu azdır. Bu sebeple çalışan öğrenciler sonuç alabilir. Bazı öğrenciler latince kelimeler olduğu ve öğretmenleri okulda biraz zorlaştırdığı gerekçesi ile biyolojiden ürkerler. Halbuki dershanelerde öğrencilerin en kolay öğrendikleri derstir.Son sınıfta okuyanlar veya dershaneye devam edenler öğretmen yardımından istifade etmelidirler. Bunun için öğretmeninizin anlatacağı konuyu önceden hazırlanınız.Konu hazırlanırken konuyu okuyunuz. Vurgulanan koyu puntolarıyla yazılan kısımları gözden geçirip konu özetini okuyup sorular çıkararak bu sorulara cevaplar aranmalıdır. Derste öğretmen konuyu anlatırken not tutmalı, vurguladığı şeyleri yıldız koyarak altı çizerek belirginleştirmelidir.Kendiniz çalışırken çıkardığınız soruları öğretmeninize sorunuz. Aldığınız notları evde temize geçirerek konuyu bir kere daha tekrar ediniz.Konu ile ilgili hazırlanmış test kitaplarının özetlerini okuyup sorularını çözünüz. Püf noktaları öğreniniz. Dershanede okuyanlara verilen konu testleri çözülmelidir. Takıldığınız soruları hocalarınıza sorunuz.Hiçbir soruya önemsiz anla masamda olur demeyin. O sorudaki püf noktası önemli bir soru ana fikri olabilir. Ayrıca ÖSS-ÖYS sorularını çözüp yorum yapın. Her sorudan çıkarabilirseniz ana fikir çıkarmaya çalışın.Ezbere dayalı bir ders olduğunu kolay unutulacağını düşünerek sık sık tekrar yapın.
Kimya Dersine Nasıl Çalışmalıyız ?
Ders bir öğretmenden dinleniyorsa çok dikkatli dinlenmeli, önemli notlar not edilmeli, püf noktaları iyi tespit edilmelidir. Teorik bilgilerin yeterli olduğu anda bu bilgiler test çözerek pekiştirilmelidir. Kimya test soruları , genellikle yarın dakika ile bir buçuk dakika arasında çözülebilecek zorluktadır. Konu hakimiyeti , sezgi ve dikkat kimyada tama yakına başarı göstermenize yetecektir. Kimyada üniteler arasındaki bağlantılar açık ve net olarak görülebilir , şekildedir.Derslerde bir sonraki konu önceki ünitelerin üzerine bina edilmektedir. Bu bakımdan kimya öğrenirken karışık bir sıra takip edilmemeli , özellikle ilk 4 ünite sıralı olarak ve iyi öğrenilmelidir. Bir oturuşta bıktıracak sayıda değil , 30 civarında test sorusu çözülmesi daha uygundur. 30 kimya sorusunu en çok 40-45 dakikada cevaplandırmalısınız. Her üniteden üç grup soru çözdükten sonra son 10 yılın o ünite ile ilgili ÖYS soruları incelenmelidir. Kimya sorularında normal sürede %65 , sınırsız sürede ise %90 başarı göstermeniz yeterli kabul edilebilir. Yani müteakip üniteye geçebilirsiniz.Lise 1 konuları kimyanın temelidir. ÖSS’nin tamamı ve ÖYS sorularının en az yarısı bu kısımdan çıkar. Anlaşılması kolay olmakla beraber , bol test çözmekle pekiştirilmesi gereken konulardır.İlk üç ünitede öğrenilenler ünitelerle ilgili olarak öğrencinin şu konuda kendine güvenmesini sağlar. Problemde denklem hazır verilmişse , hele denkleştirilmiş olarak verilmişse zaten mesele yok ; ama bir denklemi teşkil eden maddelerin bir kaçı verilmiş ve denklemi tamamlayıp denkleştirme işi öğrenciye bırakılmış olabilir. Bu şüphesiz ki , ilk üç ünitenin iyi bilinmesine bağlıdır.Lise 2 konularının ortak özelliği şudur. Hiçbir şekilde ezberlemeyi gerektiren bir kısım yoktur. Fakat önemli bazı püf noktaları vardır ki bunlar iyi öğrenilmezse öğrenci ezbere kaçabilir. Reaksiyon hızı ile reaksiyon ısısı üniteleri potansiyel enerji diyagramları bakımından birbirleriyle ilgilidir. Aynı şekilde çözünürlük dengesi ve pH konuları da denge ünitesinin uzantıları gibidir. Elektro kimya , aktifler , piller ve elektroliz bölümlerini içine alan önemli bir ünitedir.Lise 3 konuları ise ezber gerektiren ve sık tekrar yapmanın gerekli olduğu konulardır. Yani organik kimya bir manada nankördür. ÖYS öncesi son bir iki hafta tekrar yapılmasında fayda vardır. Öğrenme zorluğu itibariyle organik kimya bütün %30 unu teşkil eder. Fakat ÖYS’de %15-20 civarında soru çıktığı için bu kısım hep sona bırakılır ve ihmal edilir.Siz bu ihmali yapmayın. Bir de bakmışsınız ki organik kimyadan 3 yerine 6 soru çıkmış. Bu ihtimal hiçte imkansız değildir.Şunu unutmayınız ki Kimya çalışmanızın karşılığını kolaylıkla alabileceğiniz avantajlı bir derstir.
Fizik Dersine Nasıl Çalışmalıyız ?
Derse gelmeden önce , elinizdeki fizik kitabından o gün işlenecek konunun teorik kısmını ve birkaç tane de soru çözülüp gelinmesi derse giriş için önemlidir. Ders esnasında , dersten başka her şeyle alakalı kesip pür dikkat hoca dinlenmeli ve çok iyi not alınmalıdır. Anlaşılmayan yerler mutlaka sorulmalıdır. Daha sonra unutulan konuları öğrenmek için en iyi kaynak defter olacağından anlaşılacak şekilde not almak da önemlidir.Dersten sonra , dersin olduğu günün akşamı konuyu mutlaka tekrar etmeli , ilk gün yapılmayan tekrar ilk gün yapılmayan tekrara nazaran verimini kaydeder. Derste sorulan soruların evde bir daha çözülmesi faydalıdır. Konu sırasına göre çözmek ve değişik kaynaklardan yararlanmakta önemlidir. Dershaneden verilen bütün dokümanlardaki soruları çözmelisiniz.
DERS ÇALIŞMA TAKTİKLERİ
GIDA YÖNÜNDEN : Beynin daha iyi çalışması glikoz ve oksijene bağlıdır. Bu bakımdan ders çalışan arkadaşların bilhassa belli miktar kuru üzüm veya bal alması ve temiz bir havada ders çalışması yerinde olacaktır. Sigara içen veya sigara dumanlarına maruz kalan bir arkadaşın zihni performansı düşülecektir. Aynı zamanda nikotinin kanı pıhtılaştırma etkisi olduğundan kanın beyine daha az süratte gitmesi mevzu bahistir. Bu nedenle beyin ve kalp infarktusü olabilir.Midenin dolu olması kanın mide damarlarına birikmesine sebebiyet verecek yine beyne kanın az gitmesine , dolayısıyla uykunun gelmesine sebebiyet verecektir. “ORUÇLU BİR KİMSENİN KAFASI ÇALIŞMAZ” sözünün aslı yoktur. Bilakis daha iyi çalışacaktır. Psikolojik olarak bazıları şartlanmış olduklarından kendilerine öyle gözükmektedir. Uzun süre aç kalan kimselerde depo yağları eriyip yine vücudun enerjisi karşılanır. Hatta kalbin etrafındaki bazı yağların erimesi ile kalp rahatlar; bu da kalple sıkı irtibatlı olan dimağın daha iyi çalışmasına vesile olur.Dişlerin temiz tutulması , diş etlerinin fırçalanması hafıza ürerinde daha iyi tesir bırakır.
ZAMAN YÖNÜNDEN : Sabaha doğru çalışılan dersler daha kolay hafızaya alınır. Öğleden sonra çalışılan dersler ise zor öğrenilir. Hatta sabah öğrenilen dersler kısa süre hafızada kalır, öğleden sonra öğrenilenler ise daha uzun süre hafızada kalır. Bunu birleştirirsek ilk çalışmaları sabahları veya gecenin sabaha yakın vakitleri , tekrarı ise öğleden sonra yapılmalıdır. Akşamdan sonra ve gece ders çalışma verimsizdir. Bu vakitlerde daha basit meseleleri çalışmalı veya tekrar etmeli, mümkünse 22:00 – 23:00 civarında istirahata çekilmeli ve 4.00 gibi vakitlerde kalkmalı.Aslında yetişkin bir kimsenin uyku saati 6 saati geçmemeli. Öğle uykusunun yarım saati gece uykusunun 2 saatine bedel olmasından dolayı gece 4 saat + öğle yarım saat uyku yeterli olacaktır. Herkesin uykuda olduğu , gecenin sabaha yakın saatlerinde gerek sessizlik olması , gerekse atmosferde seher rüzgarındaki bazı maddelerin sinirler üzerinde müspet tesir bırakır. Sıkıntılı ve bunalımlı kimseler üzerinde istifadeli olur.ÇALIŞMA ODASI : Odanın temiz ve düzenli olması ruhta iyi bir tesir bırakır. Havası temiz olmalı. Işığı loş, uyku getirici olmamalı. Duvarlarda poster vs. olmamalı. Zira tuttuğu takımın posterini asmış olan bir kimse bazen gözü ona takılır ve takımının o haftaki maçları , kaçırılan goller vs. aklına takılır. Bu da zihnin dağılması demektir ki ders çalışma verimi düşer ve zaman kaybı olur. Duvarda ve masada bazı ezberlenmesi gereken formüller veya çok önemli olan bazı malumatlar asılı olmalı. Onları göre göre öğrenecektir. Işığın sadece kitabı görmesi başka şeylere dikkat edilmesi için faydalı olabilir. ( Ameliyat masasına ışık sadece ameliyat yapılacak yeri daha aydınlatır, cerrahın daha iyi çalışması için)
BEYİN CİMNASTİĞİ : İnsan beyni düşündürücü eserleri okudukça yeni hücreler yapılır. ( 18 veya 25 yaşına kadar ) 16 milyar olduğu tahmin edilen hücreler 20 milyara kadar çıkabilir. 25 yaşından sonra ise sürekli beyin hücreleri ölmeye başlar. Bunu ne yapsanız durduramazsınız. Bu günde 7-12 bin civarında ölme mümkündür. 20 milyardan azalmaya başlarsa 80 yaşlarında dahi bir genç dimağ gibi seri karar verebilen , hafızası mükemmel , enerjik olacaktır. Böyle olamayıp 16 milyardan azalma olursa bunama (senil demans) meydana gelecektir. Bu fırsatı kaçırmamış olanlar akıllı ise gereğini yapmalıdırlar.Yine düşünmeye sevk eden ( tefekkür yapma) kitaplar okumaya veya kainatı incelemeye beyindeki hücreler arasındaki ağlarda temizleme meydana getirir. Bu da pratik zeka üzerinde müspet tesirler bırakır.Öğrenilen bilgiler için hücreler arasında protein sentezi yapılıp bu bilgilerin bunlar üzerinde kaydolunduğunu söyleniyor. Çok endişelenen ( üniversiteye hazırlananların çoğu, ameliyat masasına yatırılan hastalardan daha çok endişelendiği tespit edilmiştir) kimselerde Norepinerrin salgılanıp bu protein sentezini imha eder. Öğrenme azalır. Biraz endişe olmalı ama moral yüksek olmalı bu da kendine güvenmeye değil ( zira herkes kendinin bir virüse dahi diş geçiremediğini biliyor). Yaratıcı ile irtibatı kopuk olanların muvaffak olmaları mümkün değildir. Güneşle irtibatsız aynanın donuk olduğu gibi. Oysa güneşle irtibatı olan cam taneleri veya denizin üzerindeki damlalar nasıl küçük birer ışık yansıtıcısı oluyorsa , insan da parlak olmak istiyorsa, aydın olmak istiyorsa ezeli güneşle irtibata geçmelidir.Dengesiz insanlardan dengeli işler beklenemez. İradesine hakim olamayan insanların müthiş bir irade gerektiren yüksek puanlı fakültelere girmesi mümkün değildir. Girse dahi orada okuyamaz. Okusa dahi mesleğinde başarılı olamaz. Toplumun çarkları arasında ezilir.
UYKU : İnsanın sabah erken saatlerde ve akşama yakın saatlerde uyumasının menfi tesirleri vardır. Tecrübe ettiyseniz , bilirsiniz sabah uyuyanlarda gün boyu uyuşukluk , tembellik ve zamanda bereketsizlik olur. Akşama doğru uyuyanlarda ise kafada zonklama , ağrı , baş dönmesi gibi ve psikolojik olarak menfi tesirleri olur.Öğle uykusu ve gece uykusu ( 22:00 – 2:00 veya 23:00-3:00 ) daha uygundur.Uyku getiren başlıca faktör gözün ve kulağın beyne depolamak için gönderdiği menfi bilgilerdir. Bir de çok su içmek uykuyu getirir. Tabi ki fazla yemek yemek fazla su içmeyi gerektirir.Çok konuşma da insanın beynini yorar. ( Çok ders anlatan öğretmenlere sorulabilir) Mecburiyet olmadıkça fazla konuşmamak zihnin , dikkatin daha iyi olması için önemlidir.
“AZ YEME , AZ UYMA , AZ KONUŞMA İNSANI MÜKEMMELLEŞTİRECEKTİR.”
Her insanın uyku grafiğinde iniş ve çıkışlar farklıdır. Bu yüzden deneme yaparak , yattıktan kaç saat sonra uyanabiliyorsak saat zilini ona ayarlamalı. Bazıları 12 de yatıp 4’de kuş gibi kalkar ama 4:30 da kurulan saati hiç duymayıp kalkamaz. Kalksa dahi uykusunu alamamış gibi olur.Bundan dolayı çok uyuyup esneyenler , uykusuz gözükenler vardır. Bu periyotları tespit edip ona göre ayarlamalı.İnsan zamanla çok uyumaya alıştığı gibi az uyumaya da alışabilir. Bizim ise zamana ihtiyacımız var.
ZAMANI DEĞERLENDİRME : Otobüste , durakta vs. sürekli bir şeyler okumalı. Yemek yerken kolay anlaşılan kitapları bitirebiliriz. Bir çay için 1 saat vakit geçirmemeli. Ya çay içerken bir şeyler okumalı veya öğrenilecek şeyleri başkalarına sormalı veya 5 dakikada çay faslını bitirmeli.Bazı ilim adamları yemek yerine hep çorba içerek karınlarını doyurmuşlardır. Ve ikisi arasındaki şu kadar vakit kazanıyorum , o arada şunları öğreniyorum demişlerdi.Uygun değildir ama yabancılardan tuvalette dahi yabancı dil öğrenenler vardır. Japonlar haftada 2 kitap , avrupalılar haftada 1 kitap bitiriyorlar. Türkiye’de hiç olmazsa ayda 1 kitap bitiren kaç kişi vardır?Avrupadaki kahvehaneleri yine Türkler açmıştır ve yine Türkler oralarda vakit geçirmektedirler.
TEMBELLİĞİN SEBEPLERİ : Bazıları tembelliği dikkat ve irade noksanlığına bağlamışlardır. Düşünme ve tefekkür azlığına bağlamıştır. Genellikle düşüncesiz insanlar tembeldir. Tembel insanlar yemeyi , içmeyi , eğlenmeyi , uyumayı düşünürler. Bilim adamları çalışırken yemeyi vs. unuturlar. Bazı beyinde bir hasar olması da beyinin tembel olmasına sebep olabilir. Evde pasif rahatı seven, her işi başkasına yaptıran aileler öğrenciler için kötü örnektir. Öğrencinin sınıfı arkadaşlarının tembel veya çalışkan olması da durumu etkiler. Bu yüzden herkes kendisine zeki, çalışkan ve düzenli ders çalışan , prensip sahibi arkadaşlar seçmeli.Aile ve arkadaş çevresi sürekli eğlenen , çay partileri düzenleyen bir özelliğe sahipse çocuk ta bu tip şeylerden etkilenen bir yapıya sahipse aynı çizgide bir hayat sürecektir. Bu da ders çalışmasını etkileyecektir. Kendisine bir oda tahsis edilse orada kendi hayatını yaşasa bile yine tam huzurlu olamayacaktır. Böyle arkadaşlarında işin ihtisas sahiplerine danışması faydalı olur.Öğretmenlerin adaletli davranıp davranmaması , şahsiyeti ve öğretim metodu da talebeyi etkileyen hususlardır.İnsan fıtratında kötülüğe veya gevşetmeye , tembelliğe eğilim özelliği vardır. Zira bu sayılan şeyler bir güç gerektirmeyen şeylerdir. Fakat insan iradesine hakim olup “ Kainatta dönen her şeyin bir gayesi vardır ve o gaye etrafında çalışır” prensibine ayak uydurursa içinde huzur duyacaktır ve kainat kanunlarıyla çatışmamış olacaktır.Bazı insanlar yarınları , bugünden daha müsait farz eder. Böylece önemli işleri yarına bırakır. Oysa bunun tam tersi olmak, mesela yemek yerine , su içme ve nefes alma. Bunlardan en önemlisini daha sonraya tehir edebilir miyiz. Aynen onun gibi talebe için en önemli şey ne ise önce onu yapmalı. Her gelen gün kendi meşguliyeti ile gelir. “YARIN İŞLERİ YÜRÜTMEYE VE KUSURLU OLANLARIN GÜNÜDÜR.”
DERS ÇALIŞMAYA DEVAMLILIK : Az dahi olsa devamlı olan makbuldür. Hocanın ilmi hurma gibidir, ne zaman yere düşeceği belli olmaz. Bu yüzden hiçbir dersi kaçırmamalı. Devamlı çalışma bilgiyi taze tuttuğu gibi unutmaya da mani olur.
TEKRAR: Psikoloji “ ANLAMANIN EN İYİ YOLU TEKRAR ETMEKTİR.” Der. Tekrarların arası kısa olmalıdır. Yani bugün çalıştım, uzun bir zaman geçtikten sonra tekrar ettim, sanki ilk kez okuyormuş gibidir. Biraz çalışıp onu hemen tekrarlamalı. Bir araştırmaya göre 5 günde 15 defa tekrar edilmekle bilgilerin unutulmayacağı belirtilir. Bunda sistem 1. Gün 5 tekrar , 2. Gün 4 tekrar , 3. Gün 3 tekrar , 4. Gün 2 tekrar , 5. Gün 1 tekrar
“ÇOK MUTALAA İLE KENDİNİ YORMAYAN İDEALİNE ULAŞAMAZ” Kafa yorulunca evin içinde bir tur atıp tekrar dersin başına oturmak veya geceleri çalışmakta çok önemlidir.
GÖZYAŞLARI : Gözyaşları gerginliğe ve strese sebep olan kimyevi maddeleri temizleyip dışarı atarak ruhi sıkıntıyı giderir.
Hatta fiziki olarak gözyaşlarının faydası vardır. Rusya’da hayvanları sinirlendirecek ve ağlatmaya sevk edecek hareketler yaptılar. Basit bir ağlama neticesinde yaraların iyileştiği görülmüştür. Çok gülmede bunun tam tersine insanda gerilimi ve sıkıntıyı arttırır. “ Bir gülme bir gülme bir pozisyon pirzola” sözü saçma ve ilmi değeri olmayan bir sözdür.İmtihana çalışan bir arkadaş bilhassa imtihan yaklaştıkça iyice bunalır. Derse isteği oldukça azalır. “Bitse de şu imtihan kurtulsak” diye dua eder. Hatta “ Kazanamazsak kazanamayalım, yeter ki geçsin şu imtihan” diyebilir. İşte böyle sıkıntılı birisinin gecenin karanlık soluklarına akıttığı iki damla gözyaşı onu çok fazla rahatlatır. Geceleyin herkesin uykuda olduğu o saat yaratıcısını düşünmesi ve onu anlaması ona huzur verir. Enerjisini almış olarak tekrar şevkle , aşkla dersinin başına döner.
KİTAP OKUMA : Kitaplar ömrü uzatmanın en iyi yoldur. Stres insanın ölüm alarmıdır. Kitaplarla insan kendini yenileyemez. Fakat kitaplar bitirilemeyecek kadar çoktur. Bu yüzden en lüzumluları okunmalıdır.
Anlaşılmıyor diye kitapları kenara koyan insanlara şunu deriz:
“Ucuz etin yahnisi yavan olur.”
“BİR ŞEYİ BÜTÜN BÜTÜN ELDE EDEMEZSEN , BÜTÜN BÜTÜN TERK ETMEKLE DOĞRU DEĞİLDİR.”
Herkes kafasını tetkik etse beyin kompitürüne nice gereksiz, boş bilgilerin yerleştiğini anlayacaktır. Bu bilgiler insan davranışını etkiler. Eğer beyin kompitüründe %60 iyi malumatlar , %40 bozuk malûmatlar yerleştirilmişse o insan %60 iyi davranış sergiler. Bazen % 40’ı baskı altında tutup sürekli iyi davranabilir. Ama yine de o duyduğu bozuk kelimeler veya gözüyle çekilen bozuk fotoğraflar onun ruh dünyasını etkiler. Bazı duygularını öldürür ve geri gelmez , rüyaları bile bulanık , çamurlu su misali karışık vaziyet alır.
“BAŞARIYA GİDEN YOL ÇALIŞMAKTAN GEÇMEZ “
Önemli olan etkili , planlı olmaktır. Hedef belli olmalıdır. Bu değişik zaman dilimlerine programlanmalıdır. Çalışma masanızın üzerine veya duvara “ BEN İNŞALLAH ÜNİVERSİTE İMTAHANINI KAZANACAĞIM” gibi sözler yazılmalıdır. “ BU GÜN ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK İÇİN NE KADAR ÇALIŞTIM” gibi veya yatak odasına “ RAHATINI DÜŞÜNENLER MEMLEKETİ MAHVEDERLER” gibi uyarıcı sözler asmalısınız. Yalnız burada şunu dikkat etmeli. Kaldıramayacağı veya yapamayacağı şeyleri program yapmamalı. Sonra yapamayınca yiv kırar ve iştiyakı kaçar.
GRUP ÇALIŞMASI : En güzeli kollektif çalışmadır. Uygun bir mekanda yapılan karşılıklı müzakerelerin 1 saati kendi başına 1 ay çalışmaktan daha verimlidir. Ama kollektif çalışan mekana önceden çalışıp hazırlıklı gelme daha faydalıdır. Beraber çalışmanın ayrı bir zevki , bereketi vardır. Eğer sorular tevafukken sizin çalıştığınız yerlerden geliyorsa ekseriya toplu çalışmalarda yüzdelik oranı daha fazladır.Fakat arkadaşlarla kaynatmamalı. Söz vermeli. Gürültü patırtı ve tartışmalı ortamlar zihni yorar. Huzur içinde , nazik konuşmalarla , oyalayıcı konuşmalarla Lüzumsuz konuşmalarla harcatanlar nazikçe uyarılmalı.Yine ders çalışmayı isteyip de çalışmayanlar da kollektif çalışsınlar. Kendilerine yardımcı arkadaş bulsunlar. Bazı arkadaşlar da bunlara yardımcı olsun. En iyi ders çalışanlar , ders verenlerdir. Arkadaşlarına ders verecek arkadaşlar kendileri daha iyi çalışmış olacaklardır.Tıp fakültesinde vak’a takdimleri olur. Her asistan bir hastalığa çalışıp anlatır. Ona sorular sorulur. Hem anlatan o meseleyi daha iyi anlar hem de dinleyenler.Grup seçimi önemlidir. Eğer doğru seçim yapılırsa grup baskısı ve sosyal uyum çalışmaya başlamayı kolaylaştır, dikkat kopmalarını azaltır.
İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK : Not tutma önemlidir.
- Eğitimin temel şartı olan “ aktif katılım’ı” sağlar.
- Unutmayı önler ( Unutma eğitimin en büyük düşmanıdır.)
İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. Dersi derste öğrenebilmek için öğrencinin elinde tek bir fırsat vardır. Söyleneni iyi dinlemek ve not tutmak, bütün duyu organlarını öğretmene tevcih etmek gerekir. Her yerin ve her şeyin hakkını vermek lazım. Top sahasına çıkan sahanın ve oyunun hakkını veriyor,uyuyan yatağın hakkını veriyor , üstelik bu konuda taviz vermiyor. O halde sınıfta dersin hakkını da versin. Sınıfta uyuyorsa veya başka bir şeyle meşgul oluyorsa o zaman uykuda ders çalışın , sahada da uyusun. Her şey yerli yerinde olmalı.Bir öğrenci okuduğunun %20’sini hatırlar. Önce okur sonra dinlerse %40’ını okur-dinler ve yazarsa %60’ını hatırlar.
TV- MÜZİK – TELEFON vs : Bu gibi uyarıcıların veya başka bir deyişle uyutucuların ortadan kalkması ders çalışma verimini arttırır. Televizyonun düğmesini açmak kolaydır ama kapamak zordur. Önce haberler derken sonra heyecanlı filimler vs. devreye girer. Arada reklamlar derken zihin allak bullak olur. O kafayla çalışarak öğrenilmesi mümkün olan dersler öğrenilmez. Zaman kaybı da olmuş olur. Belki 1-2 gün manevi sıkıntısını taşır. Öyle temiz insanlar vardır ki çok nezih yaşadıklarından gördükleri küçük bir sahne veya duydukları bozuk kelimeler 25-40 gün onu huzursuz eder. Fakat öyle temiz insanlar bir kitabı bir çırpıda okur be bir okuyuşta hafızaya yerleşir. Böyle huzursuzluklar baş gösterince verim düşer.Sizin bu gün eviniz yansa veya anneniz vefat etse rahat ders çalışabilir misiniz?İyi ders çalışmak için huzur çok önemlidir. Sıkıntısız , temiz bir hayat sürmedikten sonra ders çalışamazsınız.
TEMİZLİK : Daha önce diş temizliğini biraz anlatmıştık. Bir de vücudun temizliği , ara sıra banyo yapma kan dolaşımını hızlandırır. Zira su vücuda dokununca damarlar genişler. Tıkanmalar önlenir., trafik normale döner. Bazı büyük insanların her gün duş aldığı söylenir.İnsan vücudunda elektriksel iyonlar mevcuttur. Sinirlerde uyanlar bunlara iletir. Su ise iletkendir. Su ile yapılan temizlikle biriken iyonlar boşaltılır, rahatlama olur. Aynı zamanda fizik tedavi ve rehabilitasyon servisinde “su kürü” tedavi olarak reçetelere yazılır. Yine kaşıntı , kas ağrıları vs. sıcak bir banyo ile geçecektir. Yeryüzünde umumi bir temizlik , nizam ve intizam vardır. İnsanlarında bu çarka ayak uydurması gerekir. Uydurmazsa çarkın dişleri arasında yine ezilecektir. Sıkıntılar da bu ezilmeden dolayı olmaktadır.
AZ ZAMANDA ÇOK İŞ YAPMA : Öyle alimler vardır , doğumundan ölümüne kadar yazmış olduğu kitap sayfalarını yaşadığı gün sayısına oranlarsak gün başına 50 sayfa düşmektedir. Her sayfa yorumlansa bir cilt tutacak kadar muhtevalı , derin yazılardır. 50 sayfa yazabilmek ancak “ BAST-I ZAMAN” dediğimiz hadise ile olabilir. Bizler o eserlerden günde 50 sayfa okursak başımız zonklar. Şurada yazılan şu yazılar daha önce yazılmış bir müsvetteden yazıldığı halde yarım güne yakın sürmüştür. Başkalarının bir ayda çalıştıklarını biz bir günde halledebiliriz.İbni Sina’nın geceleri dahi sürekli ders çalışıp sonra kitabın başında uyuyup rüyasında okumadığı sayfaları okumaya başlarmış. Bir de ders çalışmada orijinallik önemlidir. “MERAK İLMİN HOCASIDIR”. Orijinal şeyler daha iyi akılda kalır. Derslerin hafızada kalması için değişik mekanlarda ve değişik şifreler kurarak çalışmak faydalıdır. “ NE GÜZELDİR” yerine “ NE GÜZEL YAPILMIŞTIR” gözlüğü ile bakma daha verimlidir. Zira birinde piste yarıdan girme öbüründe baştan başlama vardır. Yarıdan giren boşuna koşar, zira baştan kaybetmiştir.İnsanın en kıymetli şeylerinden biri zamanıdır. Ama tavla oynayan bir kimseye sorsanız : “NE YAPIYORSUNUZ ? “ Der ki : “ZAMAN GEÇİRİYORUZ, VAKİT GEÇMEK BİLMİYOR.” Halbuki insan kıymetli şeyleri kolayca vermediği halde o kıymetli vakti nasıl verebiliyor.
YATARAK ÇALIŞMA : Psikolojik olarak yatağı görme veya uzanma insanın uykusunu getirir. Tavsiye edilmeyen bir çalışmadır , yatakta çalışılmaz. İnsan gerekirse kitabın başında uyumalı ama yatağına gitmemekte direnmelidir. Yıllarca başını bir kanepeye dayayıp uzanmadan istirahat edenler vardır. Fakat bir günde 3 cilt kitap bitirmektedirler.Fakat yatakta iken uyumadan önce uykuya dalarken çitten atlayan koyunları hayal edeceğimize o gün gördüğümüz konuları tekrar etmek faydalı olur.Psikolojide yapılan araştırmalar göstermiştir ki ders çalışmaktan sonra uyulursa , ders çalıştıktan sonra normal işlere devam etmeye nazaran daha iyi yer ettiği görülmüştür. Uykuda hazmetme süresi olarak psikolojide tespit edilmiştir. Fakat talebe arkadaşların bunu daha iyi hazmetmek için ya sakin olarak teneffüsü geçirmeleri yada zihni tekrar yapmaları veya karşılıklı müzakere yoluyla tekrar yapmaları veya sadece çay yudumlayıp hafif bir sohbetle dinlenmeleri gerekirken aşırı koşuşturmaları soğuk şakalar, gürültü çıkarmalar ve pencereden sokağı seyredip hem gürültüye maruz kalmasıyla bu verim düşmektedir.Öğrenci yatmadan önce 10 dk süreyle o gün çalıştığı dersleri tekrarlayarak uykuya geçer ve sabahleyin de bir gece yapmış olduğu 10 dk’lık tekrarı yaparak başlarsa, yaptıklarını korumak açısından çok önemli bir avantaj sağlamış olur.
HIZLI OKUMA : Yavaş okumaktansa biraz süratli okuyup çok tekrar yapmak daha verimlidir. Dudakları kıpırdatarak okumak, okuma hızını düşürür. Tekrarlar kar topuna benzer. Tepeden aşağıya yuvarlandıkça büyür, büyüdükçe hızı artar.
HIRS : Hırs insanı hüsrana uğratır. Kanaatkâr olmalı. Temkinli ve teenni ile hareket etmeli. İnsan çok şükretmeli “Allah’ın gülü dikenli olarak yarattığından şikayet edeceğimize, dikenler arasından gülü yarattığını şükredelim.” Yaratıcımız. Bizlerde zeka seviyemize ve kapasitemize şükredelim. İsyan etmeyelim. Her insan her şeyi öğrenebilir ama süresi değişiktir.
Stressiz durumda Gbukokartıkord salgılanır. Bunun etkisiyle beyin hücreleri kan şekerini depolayamaz. Neticesinde çok stresli, endişeli insanlarda fazla glukokartikord tarafından enerji destekleri tamamıyla kesilen bazı beyin hücreleri hayatiyetlerini kaybeder. Harplerde morali bozulan ordular hep yenik düşerler. Morali bozulan talebe de yenik düşecektir. Üniversite imtihanını bir harp olarak görürsek iyi strateji belirlenmeli. Malum harp , harp başlamadan kazanılır.
HEDEFLERİN TESBİTİ
HAYATTA GAYENİZ NEDİR ?
Üniversiteye hazırlanan bir öğrenci kendine “hayatta gayen nedir?” sorusunu sormalıdır.
Toplumumuzda başarılı olmuş olanlarına hepsi gayesini bilen , hedefini belirlemiş kişilerdir.
Mevlana “Gayesi olmayanın varlığından şüphe ederim” demiştir.
Umutsuzluğun , bezginliğin , yılgınlığın en önemli sebebi hayata bir mana verememe ve hiçbir ideal taşımamadır. Bu durumda olanlar kendilerine güvenini yitirmiş, boş vermişlik duygusu ile hareket eden , hayat boyu huzursuz kimselerdir.
Böyleleri kendileri için hayatı işkence haline getirmişlerdir. Çevresindekiler başarıdan başarıya koşarken kendilerinin yerinde saymaları onları rahatsız eder. Huzursuz olurlar ve daima suçu başkalarında ararlar.
Bunlarda yakınma zamanla bir hastalık halini alır.
Siz toplumda başarılı bir insan olmayı onlara faydalı olmaktan zevk almayı , seçtiğiniz branşta yükselmeyi düşünmelisiniz. Bu arada başarılarınızdan dolayı kimseye yüksekten bakmamalı , başkalarını ezerek yükselmeye çalışmamalısınız.
Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu insan tipi kendinden çok toplumu düşünen insan tipi olduğunu unutmamalıyız.
Kendi kendinize hayatta gayem nedir? Sorusuna tam cevap vermelisiniz.
( Bu konuyu daha da açabilirsiniz)
HEDEF TESBİT ETMENİN ÖNEMİ
Bir insanın başarılı olabilmesi için önce hedef belirlemesi , buna inanması ve hedefe varmak için ne yapılması gerekiyorsa lazımdır.Hedfin tesbit edilmesi ona uygun hazırlıkların yapılmasında bir planın çıkarılmasını kolaylaştırır.Hedef belli olmazsa plan çıkarma ve plana uygun çalışma yapma da mümkün değildir.
Hedef nasıl belirlenir?
Bazıları kalabalığın ilerlediği hedefe doğru giderler. Bu yanlıştır. Herkesin kendi durumuna uygun bir hedef olmalıdır. Hedefini kalabalığa göre ayarlayanlar ; enerjilerini o hedefe yoğunlaştıramayacağından başarılı olamazlar.Dershanelere devam eden öğrencilerden bir bölümü kalabalığın hedefine yöneldikleri , kendilerinin durumunu dikkate almadan hedef belirledikleri için sene ortasında “Ben bu bölümü yapamıyorum. Başka bölüme geçebilir miyim “ teklifiyle gelmektedirler.İnsan ilgi alanına bakmalı; nelere ilgi duyuyor, kişilik özellikleri nelere uygun , yetenekleri hangi işleri başarmaya yetiyor. Bunları tespit ettikten sonra üstesinden geleceğine inandığı bir hedefi seçmelidir.İnsan bir işe başlarken ne istediğini bilmeli bu isteği elde etmek için gerekli şartları yerine getirmelidir.
“Hedeflerine ulaşanlar hedefe varmak için mücadele edenlerdir”
NİÇİN ÜNİVERSİTEYE GİRMEK İSTİYORSUNUZ?
1-Diploma sahibi olmak için
2-Askerlikte rahat etmek için
3-Kültürlü bir kişilik kazanmak için
4-…….. mesleğini elde etmek için
5-İdeal için
6-Ailem veya çevrem öyle istediği için
7-Kazançlı bir meslek elde etmek için
8-Zevkle çalışacağım tatmin olacağım bir mesleği elde edebilmek için vs.
Üniversite girişinde hedefinizin ne olduğunun belirlemeniz gerekir. Böylece elde etmek istediğiniz sonuca göre bir okulu seçmeniz ve de ona göre hazırlık yapmanız gerekir.Yukarıdaki seçimlerden bazıları hayattaki başarıyı engelleyecek rasgele seçimlerdir. Siz başarılı olmanızı sağlayacak hedeflere yönelmelisiniz.
NİÇİN …………… MESLEĞİNİ SEÇİYORSUNUZ ?
1-Kişiliğime uygun olduğu için
2-Yeteneklerim ancak buna elverdiği için
3-Ancak burayı kazanabileceğim için
4-O mesleği sevdiğim için
5-Temiz rahat bir meslek olduğu için
6-İdealime uygun olduğu için
7-Ailem o mesleği istediği için vs.
Meslek seçiminde neye dikkat ediyorsunuz, seçtiğiniz meslek size uygun mu? Kendi durumunuzu araştırıp uygunluğunu tespit ettiniz mi ?Şehir seçiminizi, Okul seçiminizi, Meslek seçiminizi ilgi alanınızı , Kişilik özelliklerinizi , yetenekleriniz imkanlarınız dikkate alarak yaptınız mı?Bütün bunlar belirlendikten sonra üniversite hazırlıkta hedefiniz tespit edilmiştir. Geriye bu hedefe nasıl ulaşılacağı kalmıştır.Hedefe ulaşmada da planlama önemlidir.
Sonuç
Yukarıdaki bölümde anlatılanlar gösteriyor ki hedef tespiti çok önemlidir.Başarılı olanlar hedeflerine tespit ettikleri süre içinde ulaşanlardır. Başarı hedefi belirleme ve bu hedefe dönük plan yapma ile elde edilebilir.Herkes hedefine ulaşamaz. Ancak hedefine ulaşanların tamamı hedefleri doğrultusunda gayret gösterenler arasından çıkar. Hedefin kalabalığın gittiği doğrultuda değil sizin durumunuza uygun olması düşünülmelidir.Hedef belirlerken kendinize
10 sene sonra nerede olmak istiyorum.
5 sene sonra nerede olmak istiyorum.
1 sene sonra nerede olmak istiyorum.
Sorularını sormalı ve zamanı daha da yakınlaştırıp uzun zaman dilimi ve kısa zaman dilimi için hedef seçmelisiniz.Hedefiniz sizi çalışmaya motive eder.Hedeflere o uğurda düzenli gayret gösterirse ulaşıbilir.Her gün hedef istikametinde bir adım atın. Adımın küçük olması sizi ümitsizliğe sevk etmesin.
DÜZENLİ ÇALIŞMA İÇİN PLAN YAPMALI
PLAN YAPMA
“Bütün başarılarımı işlerimi vaktinde yapmama borçluyum” ( Nelson)
Plan yapma geleceğini bu günden hazırlama demektir. Plan yapma zamanın kullanılmasında israfı önler. Hayatı verimli hale getirir.
Örnek :
- Plan yaparken hedefinize dikkat edin. Ne olmak istiyordunuz ?
- Mülkiyeli
- Mülkiyeli olmak için hangi okulu kazanmalısınız ?
- Siyasal Bilgiler Fakültesi
- Siyasal Bilgiler Fakültesi kaç puanla ve hangi puan türüyle öğrenci alıyor ?
- …………. puanıyla ve sosyal puanıyla öğrenci alıyor
- …………. puan almak için hangi derlere çalışmanız gerekiyor ?
- Matematik , Türkçe , Sosyal Bilgiler derslerine çalışmalıyım.
- Matematikten kaç ? Türkçe’den kaç ? Sosyal Bilgilerden kaç? Net bıraktınız ?
- Hangi konularda hazırlıklarınız yeterli? Hangi konularda vasat? Hangi konularda hazırlığınız yok? Bunları belirleyerek planınızı yapmalısınız.
Mesela : Siyasal Bilgiler Fakültesine girmek için matematikten en az ………… soru yapmam gerekiyor. Bu kadar soruyu yapabilmek için de …………………….. konularından hazırlıklarını tamamlamalı , bu konulardan ………………., ………….. ,………………… kitapları incelenmeli ve örnek soruları çözmeli ……………… kitapları bitirmeliyim.
Türkçeden ; ÖYS sınavlarında en az ……… net soru yapmalıyım. Bu neti yapabilmek için ……………,………..,……….. kitaplarını …………… tarihine kadar bitirmeliyim. Türkçe ( düşünme) yeteneğimi geliştirmek için ………..,………,……… kitaplarını okumalıyım.
Sosyal Bilgilerden ; ÖYS sınavlarında en az ….. net soru yapmalıyım. Bu neti yapabilmek için …………….,…………..,……….. kitaplarını ……………… tarihine kadar bitirmeli Dersanede dağıtılan fasikül ve testleri …………………… tarihine kadar çözmeliyim.
Bütün bunlar belirlendikten sonra sıra senelik , aylık , haftalık ve günlük planların çıkarılmasına gelmiştir.
Bir sene sonra …….. kitapları bitmiş olacak ÖYS denemelerinden …….. kadar puan alacak ve Siyasal Bilgiler fakültesini kazanma şansımı zorlayacağım.
Bir ay sonra ………… kitaplarını ve ……….. konularını bitirmiş olacağım.
Bir hafta sonra ………… kitabının …………. sayfasına gelecek ……… konuları bitirmiş olacağım.
Bundan sonra iş günlük plan yapmaya ve de aldığınız çalışmaları günlük dilimlere bölmeye gelmiştir.
Daha sonra bu çalışmayı günün hangi saatlerinde yapacaksınız. Bir plan yaparak yerleştiriniz.
Bütün bu çalışmalardan sonra günlük , 1 haftalık , 1 aylık 1 yıllık hedefleriniz belirlenmiş bu hedefe uygun planlar yapılmış olur.
Bundan sonra iş planı uygulamaya kalmıştır.
Yaptığınız plana mutlaka uymalısınız. Çünkü planınızda yapacağınız her değişiklik sizi yeni değişiklikler yapmaya zorlayacaktır. Planınızı uygulamanızı engelleyecektir. Devamlı kendinize yeni mazeretler bulmaya başlarsınız.
- Bugün Pazar biraz dinleneyim nasıl olsa vaktim çok.
- Şu televizyon filmini de seyredeyim sonra çalışırım.
- Bugün ……… takımın maçı var onu seyredeyim planımı yarın uygularım.
- Arkadaşlarım gelmiş, onları kırmamalıyım, onlarla beraber çıkmalı sonra çalışmalıyım.
- Şu anda yoldan geldim yorgunum dinleneyim sonra çalışırım.
- Misafirlerimiz var onlara karşı ayıp olmasın ………….. gibi bahanelerle devamlı planınız aksayacaktır.
SENELİK PLAN
Senelik plan yapabilmeniz için elinize büyük boy bir takvim almalısınız.Takvim üzerinde çalışmaya zaman ayıramayacağınız günleri belirlemelisiniz. ( Bayram günleri , özel programların olacağı günler) Takvimde akşama kadar müsait olduğunuz öğleden sonra müsait olduğunuz günleri tespit etmelisiniz.Takvimdeki günleri aylık dilimlere bölün , her ay çalışma için ne kadar vakit ayırmanız gerektiğini tespit edin. Bunu haftalık dilimlere ayırmış bir takvim bulunmaktadır.Bir sene sonraki hedefiniz belli idi. Burayı kazanmak için çalışmanız gereken kitapların, testlerin bir öğretmen yardımıyla veya kendiniz çıkarınız.Bu listeyi çıkarırken hedef olarak seçtiğiniz şeyler. Bir senelik ne ise onları düşünmeli önem derecesine göre o işleri senelik planda ele almalısınız.Okulu bitirmeniz için gerekli çalışmalarınız çıkarılmalı varsa yabancı dil kursunuz için gerekli çalışmalar tespit edilmeli ve bu çalışmaların seneye , haftaya , güne göre dağılımları yapılmalıdır.
AYLIK PLAN
Bir senelik hedefinizi belirlediniz. Takvimde çalışmaya zaman ayıramayacağınız günleri tespit ettiniz. Onun dışında kalan günleri aylık dilimlere ayırdınız.Şimdi de çalışmanız gereken şeyleri aylık parçalara ayırınız. Her bir dersten , bir konudan , her bir kitaptan , okul derslerinden , yabancı dil çalışmalarından yapmanız gerekenleri aylık parçalara ayırınız. Her bir parça ya düşen konuları takvimiz ine işleyiniz.Her ayın bitiminde planınızı ne kadar uyguladığınızı kontrol ediniz. Diğer aya sarkma olmamasına özen gösteriniz. Sarkma varsa planınızda yapmanız gereken küçük değişiklikleri yapınız.
HAFTALIK PLAN
Aylık planda bu ay yapmanız gerekenleri ele alın ve haftalık dilimlere bölünüz. Bu ayırma işlemini yaparken çalışma yapamayacağınız günleri dikkate alarak mümkün mertebe gerçek bir plan yapmaya çalışınız.Boş olduğunuz günleri , özel yazılarınızın olduğu diğer işlere bakamayacağınız günleri dikkate alarak mümkün mertebe gerçek plan yapmaya çalışınız.Artık elinizde bir hafta boyunca kullanabileceğiniz zaman ve yapmanız gereken işler vardır. Bunların istediğiniz gibi günlere dağılımını yapabilirsiz.Çalışma yaptığınız haftalarda planınızda sarkma varsa bir sonraki haftadaki planınızı o sarkmayı telafi edecek şekilde ayarlamalısınız.
GÜNLÜK PLAN
“Sebat et genç dostum sebat et damlaya damlaya göl olur. Aynı noktaya düşen damlacıklar zamanlar mermeri deler”( Ali Fuat Başgil)
Bazı öğrenciler bir günde yapılacak çalışma önümdeki işler için ne işe yarar? Yapılacak bu kadar iş şu kadar çalışmayla hallolur mu? Diye düşünürler. Halbuki her gün yapılacak az çalışma önünüze bir sene sonunda dağ gibi bir çalışmayı çıkaracaktır.Günlük plan yapılırken uyku saatinizi , uykudan kalkış saatinizi ,okulda , yollarda , eğlenme , dinlenme , gezme ve sporla geçecek süreyi , TV seyrederken geçecek süreyi , yemek için ayrılan süreleri , okul dersleri için , üniversite hazırlık için ayıracağınız sürekli tam olarak belirlemelisiniz.Yukarıdaki saydığımız işleri planlarken , hedefinizi dikkate alıp öncelik sırasına göre işleri sıraya dizmelisiniz.Hedefiniz Hukuk Fakültesi girmek ise ve bunu kazanmanız için her gün en az 2 saat süre ile çalışmanız gerekiyorsa ; planınızda mutlaka o süreyi ayırmış olmalısınız.Günlük plan çıkarırken 1 yıllık , 1 aylık , 1 haftalık hedefler belirlenmiş olmalı. O hedefe uygun olarak 1 güne düşen çalışma miktarı bilinmelidir.Haftalık hedefinizde belirlenmiş olmalıdır.Haftalık hedefinizde belirttiğiniz şeyleri günlük dilimlere bölünüz.Öncelik sırasına göre dizdiğiniz işleriniz için günlük planda ayırmanız gereken süreleri tespit ediniz ve haftalık hedefe uygun olarak günlük planınıza yerleştiriniz.Ders çalışma saatlerinizi mümkün mertebe yorgun olmayacağınız saatlere denk getirmeye çalışınız.
Günlük Plan Yapma
Plan yaparken dersinizin olmadığı boş bir günü seçti iseniz. O gün yapmanız gereken şeyleri alt alta yazınız.
- Üniversiteye hazırlanmak
- İngilizce dersine hazırlanmak
- Fizik yazılısına çalışmak
- Gazete okumak
- Basketbol oynamak
- TV seyretmek
- Dinlenmek
Bu yapmak istediğiniz şeyleri önem derecesine göre sıralayınız. Her biri için ayırmanız gereken zamanı belirleyiniz. Bu işlerin hepsini aynı güne sığdıramıyorsanız, hedeflerinize uygun çalışmaları ele alıp daha az etkili olanları elemelisiniz.Bazıları bugün TV seyretmeyi tercih eder. Çünkü takımının bugün maçı vardır. Bazıları gazetede takip ettiği diziyi mutlaka okumak ister. Bazıları için yazılı önemlidir. Çünkü kurtarma yazılısıdır. Öyleyse bir işin önemi konusunda kararı kendiniz vermelisiniz. Bu hedeflerinizle çatışmamalıdır.
Günlük Planı Aksatan Faktörler
1-Televizyon Bağımlılığı
2-Spor bağımlılığı
3-Kıramadığınız arkadaşlarınız
4-Aileniz
5-Ders çalışmaya oturamamak
6-Misafirleriniz
“Bir günde bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma. Her günün işi kendine yeter.”
( Ali Fuat BAŞGİL)
PLANIN AKSAMASINI NASIL ÖNLEYEBİLİRSİNİZ ?
Televizyon Bağımlılığı :
Bu bağımlılıktan kurtulmak için iradenizi zorlamalısınız. Televizyon seyretmeden duramıyorsanız günlük planınızı yapmadan önce televizyon programlarını gözden geçirin. Mutlaka izlemeniz gerekenler ( Çok önemli bir haber programı gibi) varsa onları tespit edin ve yalnızca o programı seyredip kalkın.Program bitiminde sizi uyaracak bir yol bulun.( Mesela : Televizyonun üstünde günlük programı asın, ailenizin sizi uyarmasını isteyin , çalar saati program bitimine ayarlayın vs)Eğer seyredeceğiniz çok kısa ise ayakta seyredip program bitince oradan uzaklaşın. Mutlaka izlemeniz gereken programları günlük planınızda öyle ayarlayın ki; Ders çalışmaktan yorulduğunuz , dinlenme ihtiyacı hissettiğiniz saatlere rastlasın.Böylece televizyon seyretmeyi çalışmanıza karşılık kendi kendinize verdiğinizi bir ücret haline getirin.
Spor Bağımlılığı :
Spora merakınız olabilir. Ancak bu merak sizin programınızı aksatmamalıdır. Programınız aksıyor ise bu konuda aşağıdaki tedbirleri almalısınız.Eğer kendiniz spor yapıyorsanız spor yapma saatlerinizi yorulduğunuz vakitlere göre ayarlayınız. Ders çalışmadan yorulup ara verdiğinizde gevşemeyi sağlamak için sporu kendinize ödül olarak veriniz.Spor yaparken aşırı yorgunluk ders çalışmanızı engelliyeceği için aşırıya kaçmamalısınız.Spora ayırdığınız vakti planınızda mutlaka belirtiniz.Kendiniz yapmayıp seyirci olarak radyo ve TV’den izliyorsanız izleme saatlerinizin dinlenme saatlerinize rastlamasına özen gösteriniz.
Kıramadığınız Arkadaşlarınız :
Öğrencilerin planlarını en çok zorlayan konu kıramayacakları arkadaşların davetleridir. O arkadaşlarınıza karşı hayır diyemediklerinden yakınırlar.Bu problemi çözmek de yine öğrencinin elindedir.Eğer arkadaşlarını kaybetmek istemiyorsa onlarla beraber olacağı zamanı önceden belirleyip kendi onları davet etmelidir. Böylece hem onları memnun eder. Hem de planınızı bozmamış olur. Arkadaşlarınızla beraber olacak kadar planımda boşluk yok diyorsanız. O zaman birkaç günlük boşlukları bir araya getirip belli bir güne yığarak arkadaşlarınıza randevu verebilirsiniz.Ayrıca arkadaşlarınızın hepsine planlı hareket ettiğinizi kabul ettirmeli ve rast gele anlarda çağırmamalarını nazikçe sağlamalısınız.Ortak ders çalışacağınız bir arkadaş grubunuz olması en iyi durumdur. Onlarla beraber bir evde veya dersanede ders çalışma hem çalışma hem dinlenme adına iyi bir gelişmedir.Zaman zaman size ikram yapıyorum derken anneniz vaktinizi alıyor olabilir. Küçük kardeşiniz sizden kendisi ile ilgilenmenizi isteyebilir.Bütün aile fertlerini planınızda ısrarlı olduğunuzu kırmadan inandırmalısınız. İlk günler siz yadırgayabilirler. İyi yapıyorum derken size zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Ancak sizi yadırgayabilirler. İyi yapıyorum derken size zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Ancak sizin sebat etmeniz halinde size alıştıklarını göreceksiniz.Israrlarını sizin zararınıza olduğuna onları inandırmalısınız. Yine de onlarla yemekte dinlenme anında ilgilenmeyi oturup sohbet etmeyi ihmal etmemelisiniz.
Evinize Gelen Misafirler:
Eğer çok misafir gelen bir aile yapısına sahipseniz günlük planınız sık sık delinebilir. Bu durumda misafirlerle sizin olmamanız halinde aileniz ilgilenebiliyor ise odanızın kapısını kapalı tutup olmadığınız intibasını verebilirsiniz. Çalışmanız bitip de dinlenmeye başlayacağınızda yanlarına çıkarak onları memnun edebilirsiniz.Bunu yapmanız evinizin durumu için mümkün değil ise, Bu surumda çalışmalarınızı evde dğil de daha müsait yerlerde , dershanede , arkadaşlarınızın evinde yapabilirsiniz.
Ders Çalışmaya Başlayamamak:
Bazı öğrenciler plan yaparken ancak bu planı bir türlü uygulayamazlar. Bunun en büyük sebebi olarak ta ders çalışmaya bir türlü oturamadıklarını söylerler.Bu durumdakiler genellikle zamanında plan yapmadıkları için yapması gereken işleri yığılmış nereden başlayacaklarını bilemeyenlerdir.Ancak hiç çalışmamak hiç başlamamak işlerin daha da artmasına sebep olur. Bu sonucu düşünerek az da olsa planlı bir çalışmaya başlamak gerekir.Bu kadarlık çalışma ile benim derslerim halledilemez demeyin. Her gün yapacağınız azar azar çalışmaların birikip önemli bir sonucu doğuracağını unutmayın.
“Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Belki her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.”
( Ali Fuat BAŞGİL)
SONUÇ :
1 yıllık , 1 aylık , 1 haftalık ve bir günlük planlarınızı yapmalısınız. Günlük plan için günün her diliminde yapmanız gerekenleri ona yazmalısınız. Ajandanız karşınızda durmalı hangi saatle neler yapacağınızı gözden geçirerek planınızı uygulamalısınız.Planda aksama yapmamalısınız. Planınız hayallere değil realiteye uygun olmalıdır. Uygulanabilir olmalı. İrademizle planı uygulamaya zorlayabilmelisiniz.