Kaygı,nesnesi bilinen durum yada kişiye karşı oluşan tasalanma merak veya endişe duygusudur. Günlük Yaşamda sık gözlenir. Her insanda değişik düzeylerde kaygı bulunabilir. Bu durum aşırı uçlarda bulunursa davranış bozukluğuna dönüşür.
Kaygı korkuya benzer bir durumdur. Kişinin içinde sanki kötü bir şey olacakmış gibi bir duygu oluşur. İnsanı sürekli rahatsız eden bu durum hayatı çekilmez hale getirir.
Kaygı yeterli düzeyde olduğunda olumlu olmakla beraber . özellikle öğrencilerde başarıyı yükselten bir durumdur. Bununla beraber aşırı kaygı bazen kilitlenme yada beynin durması, hiçbir şey hatırlamama yada hiçbir işlem yapamama gibi bir durum ortaya çıkarır. Hiç kaygının olmaması da itici güçten yoksun bir araba motorunun ilerleyememesi gibi bir durumdur . Bu durumdaki insan hiçbir şeyi gerçek kapasitesiyle yapamaz. Hayatın ilerleyen aşamasında kendisine denk yada daha geride olan arkadaşlarının gerisinde kalır. Bu kişilerden bazen şu sözler dökülür ‘ben daha zekiydim ama çalışmadım çalışsaydın ondan daha iyi yerlere gelirdim. Şimdi bakıyorum da bana hava atıyor’. Her gün insana hediye edilen açık bir çek olmakla beraber hayat bir kereye mahsus verilmiştir. Hiç yenilmek için oyun oynayan bir insan gördünüz mü. Shakespeare ‘yasam bir oyun sahnesidir’ derken oda bu oyunun gelişi güzel bir oyun olmadığını söylemek istemiştir herhalde. Bu oyunda her zaman kazanmasak da kapasitemizin gereğince oynamak en mantıklısıdır. Bu yüzden kaygı meselesini ele almak gerekir. Kaygı hangi durumda patolojik hangi durumda normaldir bunu tespit etmek lazım.
Kişide verimi düşüren ilişkilerde kopukluklara yol açan, titreme, çarpıntı, ağız kuruluğu, heyecan durumları gibi fiziksel belirtilerin olduğu kaygı patolojik olarak tanımlanabilir.
KİŞİDE
- Genel bir huzursuzluk
- Endişeli yüz
- Gergin bir duruş
- Hareketlerinde tedirginlik
- Çabuk irkilme
- Çabuk kızma
- Sabırsızlık
- Yerinde duramama vardır. Bunlar genel görünüm ve dışa vuran davranışlardır.
KİŞİNİN
- Sesinde heyecanlı bir titreklik,zor konuşma olabilir. Fakat konuşma düzgündür,huzursuz ve gergindir.
KİŞİ
- İçinde korkuya benzeyen bir duygusu olduğunu,sanki kötü bir haber alacakmış gibi hissettiğini anlatır. Fakat korkusunun nedeni ve nesnesini bilmez. Halk arasında “bun bastı,korkutuyorlar,karabasan bastı” gibi sözcüklerle anlatılmaya çalışılır. Bazen,özellikle uzun sürdüğünde,bunaltı durumu kişide yılgınlığa neden olduğundan depresyon belirtileri de birlikte bulunabilir.
KİŞİNİN
- Bilişsel yetilerinde temelde bir bozukluk yoktur. Aşırı yorucu olan sıkıntı nedeniyle kişinin dikkati çabuk dağılır. Bu nedenle de geçici unutkanlıklar olabilir.
KİŞİNİN
- Kalp basıncı yükselir
- Kalp atımı hızlanır
- Çarpıntı,kaslarda gerginlik
- Tüylerin diken diken olması
- Gözbebeklerinde genişleme
- Ağız kuruması
- Yüzde solgunluk ya da kızarma
- Terleme
- Sık sık idrara çıkma
- Boğazda düğümlenme
- Soluk almada güçlük
- Hava açlığı
- Ellerde ayaklarda soğukluk karıncalanmalar. Bu tür belirtiler bu davranış bozukluğunun fizyolojik boyutunu gösterir.
Bu kişilerde genellikle ,yaşam olayları karşısında ve ilişkilerde çabuk kaygılanma,meraklanma,gerginlik,tedirginlik,aşırı terlemeler,sıcak-soğuk basmaları,çabuk irkilme ,dikkat dağınıklığı,uyku bozukluğu,çabuk kızma ve huysuzluk görülür.
Anksiyete bozuklukları arasında:
-Panik atak bozukluğu
-fobik bozukluk
-obsesif-kompulsif bozukluklarını sayabiliriz.