OECD’nin ‘Düşük Performanslı Öğrenciler’ raporuna göre, Türkiye’deki başarıyı en çok sosyo-ekonomik durum ve sınıf tekrarları etkiliyor. Rapora göre Türkiye’de PISA 2012 matematik testine katılan öğrencilerden sınıf tekrarı yapanların yüzde 77.4’ü ve sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlıların yüzde 56.9’u düşük performans gösteriyor. Sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlılar, avantajlılara göre yüzde 34.2 oranında daha az başarılı.
OECD, ‘Düşük Performanslı Öğrenciler-Neden Geride Kalıyorlar ve Biz Onlara Başarı için Nasıl Yardım Edebiliriz’ raporunu yayınladı. Raporda Uluslararası ÖğrenciDeğerlendirme Programı 2012 (PISA) testinde 15 yaş düzeyinde matematik, fen bilimleri ve okuma testlerinden düşük performans gösteren öğrencilerin başarısız olma nedenleri ve bunların üstesinden gelme yöntemleri masaya yatırıldı.
OECD öğrencilerin, ‘sosyo-ekonomik dezavantajlar’, ‘göçmenlik’, ‘sınıf tekrarı’, ‘okul öncesi eğitime katılmama’, ‘okulda konuşulan dille evde iletişim kurulan dilin farklı olması’, ‘tek ebeveyne sahip aileler’ gibi durumlarını da başarısızlığın nedenleri arasında sayıyor. Raporda, yerinde politikalarla ülkelerin bunlarla mücadele edilebileceği belirtiliyor.
SINIF TEKRARI BAŞARIYI YOK EDİYOR
Rapora göre Türkiye’de PISA 2012 matematik testine katılan sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı öğrencilerin yüzde 56.9’u, göçmen ailelerden gelenlerin yüzde 49.1’i, okul öncesi eğitime katılmayanların yüzde 48’i , sınıf tekrarı yapanların yüzde 77.4’ünün düşük performans gösterdiği görülüyor. Özellikle sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlılar, avantajlılara göre yüzde 34.2 oranında daha az başarılı. Benzer bir performans farkı da sınıf tekrarı yapan öğrencilerde yüzde 41 gibi önemli bir oranla karşımıza çıkıyor.
Rapora göre OECD’nin 34 üye ülkesinde 15 yaş düzeyinde matematikte yaklaşık 4 milyon, okuma ve fen bilimleri testinden ise 3 milyon düşük performans gösteren öğrenci bulunuyor. OECD’nin güncel verilerine göre Türkiye’de özellikle matematikte öğrencilerin yüzde 42’si düşük performans gösteriyor.
ÖĞRETMEN TUTUMU ÖNEMLİ
OECD’nin genel bulgularına göre düşük performanslı öğrenciler okula ve öğrenmeye karşı olumlu bir tutum geliştirmekte zorlanıyor. Bu öğrenciler iki haftada bir ya da iki kez okula gitmiyor. Öğretmenlerin daha destekleyici olduğu okullarda eğitim alan öğrenciler daha iyi performans gösteriyor. OECD, öğretmenlerin öğrencilere karşı tutumlarının önemini de hatırlatıyor. Raporda öğretmenlerin iyi performans gösteremeyen öğrencilerden düşük başarı beklediğinde, gençlerin başarısızlığa sürüklenebileceğine dikkat çekiliyor.
Öneriler
Düşük performanslı öğrencilerin sayısını azaltmak için OECD’nin önerileri ise şöyle:
-Öğrenmenin önündeki çoklu bariyerleri ortadan kaldırın
-Okullarda destekleyici öğrenme atmosferi oluşturun.
-Bu soruna çare olabilecek desteği mümkün olan en kısa sürede sağlayın.
-Aileleri ve yerel toplulukları da bu konunun bir parçası olmaları için cesaretlendirin.
-Öğrencilere eğitim fırsatları konusunda ilham verin.
-Düşük performanslı öğrencileri belirleyin ve onlara özel stratejiler geliştirin.
-Dezavantajlı okul ve ailelere hedeflenen desteği sağlayın.
-Göçmenler için özel programlar sunun, azınlık dillerini dikkate alın.
-Toplumsal cinsiyet konusundaki önyargılara karşı mücadele verin ve sadece bir ebeveyni olan öğrencileri destekleyin.
-Erken eğitime katılımda eşitsizliği düşürün.
Düşük performanslı öğrenci oranı azalıyor
PISA 2012’de Türkiye okuma, fen bilimleri ve matematik testlerinde OECD ortalamalarının altında kalmıştı. Türkiye’de PISA 2012’de matematikte öğrencilerin yüzde 42’si, fen bilimlerinde yüzde 26.4’ü ve okuma testlerine katılanların ise yüzde 21.6’sı düşük performans göstermişti. Bu oranlar Türkiye’deki toplamda 15 yaş düzeyindeki öğrenci sayısına bölündüğünde, 965 bin öğrenciden 405 bini matematik, 208 bini okuma, 254 bini fen bilimleri ve 150 binin ise her üç alanda düşük performansa sahip olduğu görülüyor. Ancak raporda, PISA sonuçları açıklandığında duyurulduğu gibi, Türkiye’nin PISA sınavlarında 2003’ten 2012’ye özellikle matematik alanında Brezilya, Meksika, Tunus ile birlikte düşük performanslı öğrenci sayısını en çok azaltan 4 ülkeden biri olduğu da vurgulanıyor. OECD, Türkiye’nin 2003’ten 2012’ye matematikteki düşüş performanslı öğrencilerini yüzde 10.2, okumada yüzde 15.2 ve fen bilimlerinde ise yüzde 20.2 oranında azaltmayı başardığını belirtiyor.