Milli Eğitim Bakanı Avcı, “Öğretmen yetiştirme konusunda yeni düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Bununla ilgili olarak bir öğretmen akademisi çalışmamız var. Düzenleyeceğimiz çalıştaylarda tartıştıktan sonra son şeklini vermeyi planlıyoruz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Öğretmen yetiştirme konusunda, eğitimin topyekun yeni mimarisi doğrultusunda yeni düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Bununla ilgili olarak bir öğretmen akademisi çalışmamız var. Ona da böyle inşallah sivil toplumla ilgili bütün paydaşların katılımıyla düzenleyeceğimiz çalıştaylarda tartıştıktan sonra son şeklini vermeyi planlıyoruz” dedi.
Avcı, Türk Eğitim Derneği (TED) tarafından Ankara Koleji’nde düzenlenen “Türkiye’nin Geleceğine İnanıyoruz: Geleceği Okuyoruz” başlıklı TED 4. Uluslararası Eğitim Forumu’na katıldı.
Avcı, burada yaptığı konuşmada, bütün dünyada sanayi devrimiyle şekillenen eğitim anlayışının 20. yüzyıl sonuna kadar geçerli olduğunu, bilgisayar teknolojisinin ilerlemesiyle hayatın bütün alanlarında köklü değişiklikler başladığını ifade etti.
Hayatın bütün alanlarının dijital devrimin etkisiyle adeta mutasyona uğradığını, iletişim araçlarının olağanüstü çeşitlendiğini, iletişim biçimlerinin değiştiğini anlatan Avcı, şunları söyledi:
“Bilgi kaynakları arttı, bilgiye ulaşmak hem kolaylaştı hem yaygınlaştı hem de ucuzladı. Bu alanda, bilgi sahasında okulun, kitabın ve öğretmenlerin biricikliği sona erdi. Eğitim kurumları, eğitimciler kendileri dışındaki bilgi kaynaklarıyla rekabet etmek zorunda kaldılar. Kabul edelim ki bu değişim fırtınasına çok da hazırlıklı yakalanmadılar. Medya ve internet üzerinden gelişen bir kültürün tesiri altında büyüyen çocuklar için onların okula gelmelerini anlamlı kılacak tedbirleri almak, okulları daha cazip, daha yaşanır hale getirmek, onların dünyasını da kuşatacak yöntemleri geliştirmek için biraz daha elimizi çabuk tutmamız gerekiyor ancak bilgisayarlar, eğitimcilerin şaşkınlıklarını üzerlerinden atmalarını beklemeden dünyayı değiştirmeye devam etti, devam ediyor. Geleceğin sadece eğitimciler tarafından şekillendirileceğini artık o kadar kolay söyleyemiyoruz. Eğitimcilerin bilgisayarların yaşattığı eğitim dalgası karşısında edilgen kaldıklarını, uyum sağlamaktan, ayak uydurmaktan başka çıkar yol bulamadıklarını efendice kabul etmeliyiz.”
“Fatih Projesi artık bir model olmuştur”
Teknolojinin eğitime uyarlanması konusunda ne yapacağına ve nasıl yapacağına, eldeki verilere ve bugünkü bakışlara göre karar vermiş bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı olduğuna işaret eden Avcı, bu doğrultuda Fatih Projesi’nin bir örnek teşkil ettiğini dile getirdi.
Fatih Projesi’nin önemini anlatan Bakan Avcı, şöyle konuştu:
“Fatih, eğitim teknolojisi alanında dünyanın en başarılı projesidir. Bugün itibarıyla gerçekleşme oranı da yüzde 70 düzeyindedir. Burada, okullarımızda kurulumu tamamlanan yaklaşık 430 bin etkileşimli tahtadan, fiber optik internete erişim imkanı kazanan bir o kadar derslikten ve eğitim ortamından söz ediyorum. Bu rakamlara 5 yılda ulaştık, önümüzdeki 3 yıl içinde de bütünüyle bu alt yapıyı tamamlamayı planlıyoruz. Fatih, artık bir model olmuştur ve dünyada büyük bir ilgiyle takip edilmektedir.”
Öğretmen öğrenci ilişkisine değinen ve öğretmenlerin öğrencileri tarafından hiçbir zaman unutulmadığını belirten Avcı, “Öğretmen yetiştirme konusunda, eğitimin topyekun yeni mimarisi doğrultusunda yeni düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Bununla ilgili olarak bir öğretmen akademisi çalışmamız var. Ona da böyle inşallah sivil toplumla ilgili bütün paydaşların katılımıyla düzenleyeceğimiz çalıştaylarda tartıştıktan sonra son şeklini vermeyi planlıyoruz” diye konuştu.
Bakan Avcı, Diyarbakırlı öğrencinin TED’e kaydını istedi
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, konuşmasının sonunda Bakan Avcı’ya TED meşalesini verdi.
“Şu anda Yeşilçam filmlerini aratmayacak bir anı yaşıyorum” diyen Avcı, kendisine 2016-2017 öğretim yılında başarılı ancak maddi olanakları kısıtlı bir öğrenci için meşale takdim edildiğini belirtti. Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dün ben Diyarbakır’daydım, bir kadın önüme geçti ve bana bir not verdi. İsmini vermeden okuyacağım, ‘Sayın Nabi Avcı, Diyarbakır’a son geldiğinizde kızım Erdoğan’a çiçek vermek istemişti, sizin sayenizde Erdoğan’ın yanına gidebilmişti. Sayın Bakanım, o günden bugüne sizin isminiz bizim evde pamuk dede, siz bizim pamuk dedemizsiniz. Sayın Bakanım, kızım şimdi 9 yaşında, inşallah 5. sınıfa geçecek. Başarılı bir çocuk. Kızımın kaydını TED Koleji’ne almak istiyoruz. Ne olur kızım için yardım edin, kızımı TED Koleji’ne alsınlar. Ellerinizden öpüyorum.’ Ben de bu notu özellikle yanıma aldım ki Selçuk Bey’e, ‘Burs imkanlarımız nedir, ne yapabiliriz, bu çocuğumuz için bir şey yapabilir miyiz’ diye. Demek ki bazen hayat sanatı da solluyor. ‘Sanat, hayatı taklit eder’ derler, evet bugün öyle oldu. Bu arada Yeşilçam’a selam gönderiyorum.”